25 Nisan 1945 İtalya Bağımzıslık Günü

25 Nisan 1945 İtalya Bağımzıslık Günü(Festa della liberazione dal nazi-fascismo)
Benito Mussolini Ulusal Faşist Parti'nin kurucusu olan İtalyan politikacı, devlet adamı ve siyasi bir önderdi.  1922-1943 tarihleri arası İtalya Krallığı başbakanı, 1943-25 Nisan 1945 tarihleri arası İtalyan Sosyal Cumhuriyeti devlet başkanı olarak görev yaptı. İtalya'yı yönettiği dönem boyunca Duce, yani "lider" unvanını kullanmıştı. II. Dünya Savaşı öncesinde ve savaş sırasında önemli bir rol oynamıştır. Adolf Hitler ile birlikte faşizmin en önemli isimlerinden birisidir.

I.Dünya Savaşı sonrasında çökmüş ekonomi ve siyasi kargaşa içindeki İtalya’da Mussolini 1919 senesinde çeşitli sağcı, anti-komünist ve anti-kapitalist grupları,kurduğu Faşist mücadele Birliklerinin İttifakı  örgütünde bir araya getirdi.Ülkenin problemlerini çözeceğini vaat ediyor ve Eski Roma İmparatorluğu'nun'nun ihtişamlı günlerine geri dönüleceğine söz veriyordu.Partinin yarı askeri milis kuvveti olarak kurulan Kara Gömlekliler örgütü ise ekonomik durumun kargaşasından faydalanarak büyük bir sıçrama yapan komünist gruplarla, grevci işçilerle çatışıyordu.Faşist Parti 1921 yılında çok düşük bir oy almıştı ancak 1922'de ise Mussolini'yi destekleyenlerin sayısı kat kat artmıştı.Kralın komünist hareketin önüne geçmek istemesi de bu durumu kolaylaştırmıştı.I.Dünya Savaşı sonunda istediğini elde edemediği için hayal kırıklığına uğramış olan İtalyan halkının durumunu Mussolini'nin düzeltebileceğini anlayan Kral III.Vittorio Emanuele, toplumsal krizi şiddetsiz bir yolla çözmek için 31 Ekim 1922 tarihinde Mussolini'yi başbakan olarak atadı.İktidar olduğunda önceleri liberallerin desteğini alan Mussolini, diktatörlüğün koyu ve keskin uygulamalarını birer birer hayata geçirmeye başlamıştı.İtalya kısa zamanda bir polis devleti haline getirildi. Kitap ve gazetelere getirilen sansür,seçim sisteminde yapılan düzenlemeler ve Faşist Parti dışındaki diğer partilerin kapanması gibi uygulamalar gerçekleştirildi.Mussolini, sendika hareketlerini de kanun dışı ilan etti ve eğitimi kontrol altına aldı.Ayrıca ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla da tüm ülkeyi tren rayları ve otobanlarla kaplayan Mussolini, çiftçileri sürekli teşvik ederek tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı. Gerçekleştirdiği bu değişiklikler ve yeni uygulamalarla İtalya'da işsizlik azalmıştı. Diktatörlük altındaki İtalya'da kanunlar yeniden yazılmış, üniversitedeki öğretim görevlileri faşist rejimi savunacaklarına dair yemin etmek zorunda bırakılmışlardı.Gazete editörleri Mussolini tarafından özel olarak seçiliyor ve Faşist Parti'den sertifikası olmayan hiç kimse gazeteci olamıyordu.Amaç tüm İtalyan halkını, şirketleri ve dernekleri kontrol altında tutmaktı. Uluslararası arenada güçlendiğini ispat etmek için 1935'te Habeşistan'a asker çıkardı. Uzun ve nedensiz bir savaş sonunda Habeşistan'ı işgal eden İtalya, 1936 yılında Almanya ile Berlin-Roma Mihverini kurdu.Berlin-Roma Mihveri'nin kurulmasıyla Adolf Hitler'in İtalya üzerindeki etkisi arttı ve bu durum Kral III. Victor Emanuele ile birlikte İtalyan halkını endişelendirmeye başladı.İtalyan askerleri Alman askerleri gibi yürümeye başlamışlardı,Alman nazizmi İtalyan faşizminden daha koyuydu. Faşizm, nazizme göre bir ölçüde daha ılımlıydı. Sanayinin devletleştirilmesine ve kapitalist sınıfın ortadan kaldırılmasına da kesinlikle karşı bir rejimdi. Hitler öncelikle Orta Avrupa, ardından Doğu ve Batı Avrupa'yı  Almanya topraklarına katmak amacındaydı ve bu amaçla 1 Eylül 1939 sabahı Polonya sınırlarını geçti. Bu taarruzla II. Dünya Savaşı başlamış oldu. Daha önce Malta, Korsika ve Tunus'u İtalyan topraklarına katma ve "Roma İmparatorluğu'nu canlandırma amacı" taşıdığını söyleyen Mussolini de Almanya ile birlikte Mihver Devletleri bloğunda savaşa girdi. Birçok faşistin karşı çıkmasına rağmen 10 Haziran 1940'ta savaşa girdiklerini Mussolini resmen ilan etti. 1943 yılına gelindiğinde İtalya açısından yolun sonu görülmüştür.Bu tarihte Müttefik Kuvvetler İtalya’ya güneyden çıkarma yapmış,bu tehdit üzerine Kral III.Victor Emanuel,Mussolini’yi görevden almış ve onun yerine,teslim olmaya sıcak bakan Mareşal Pietro Badoglio’yu getirmiştir.Mussolini hapse atılmıştır,ancak Hitler’in hem kendisine duyduğu şahsi hayranlık hem de Mussolini’den sonra İtalya’nın teslim olmasından çekinmesinden dolayı,özel kuvvetlerine düzenlettiği bir operasyon sonucu tutuklu bulunduğu otelden kurtarılarak Viyana’ya kaçırılmıştır.Mussolini bir süre sonra İtalya’ya dönmüş ve ülkenin kuzeyinde başkenti Salo olan yeni faşist devlet İtalya Sosyal Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.Fakat bu yeni İtalya Sosyal Cumhuriyeti ayakta kalabildiği kısa süre zarfında fazlasıyla Alman tahakkümü altında kalmıştır.Mussolini’nin de Almanya’nın ağır etkisi altında kukladan farklı bir rolü olmamış,halkın güvenini kazanmak için başvurduğu girişimler de sonuç vermemiştir.Savaşın son yıllarına böylesine parçalamış bir yapıda giren İtalya’nın yenilgisi de kaçınılmaz hale gelmiştir.Her ne kadar Almanlar Mussolini’yi kaçırdıktan sonra Roma’yı ele geçirip bir süre daha direniş göstermişlerse de müttefik kuvvetler önce 1944’ün Haziran ayında Roma’ya girmiş,sonrasında 1945 yılının başlarında da Kuzey İtalya’yı ele geçirmişlerdir.Mussolini’nin savaşın Avrupa’da bitmesine kısa bir zaman kala,Nisan 1945’te İsviçre’ye kaçmaya çalışırken İtalyan komünistlerce yakalanıp öldürülmesiyle ise İtalya’da faşist yönetim tam olarak sonra ermiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder